27 Mart 2019 Çarşamba

Kirlenmek Güzel (mi?) dir.

  Başlıkta kullandığım "slogan" hepinize tanıdık geldiğini tahmin edebiliyorum. Aslında reklam yapan firma açısından hedefi 12 den vuran bir reklam sloganı bile diyebiliriz. Günümüz "pop kültürü " ya da " tüketim kültürü" en iyi neyi başarıyor derseniz, "ambalaj" konusunda muhteşemler diyebilirim. En berbat, en değersiz, en kalitesiz, en uygunsuz ürünleri bile allayıp pullayıp bize nasıl sattıklarını çoğu zaman anlamıyoruz bile. Sanıyorsunuz ki bu konuda en şansız ve kötülüklere en çok maruz kalan da biziz. Kesinlikle hayır! Konuyu nereye bağlayacağımı merak etmeye başlamanız için biraz uzattığımın farkındayım. Konu "kirlenmek" ten açıldığına göre "uygar" (mı?) batı medeniyetinin "kirletme" konusunda en çok zarar verdiği şey sizce nedir? Denizler? Havamız? Toprak? Gıda? Evet hepsini aşırı ve geri dönülmez bir biçimde kirletti "uygar" batı. Ama bir şey var ki onun kirlenmesi hiç bir şeyin "temiz" kalamaması demekti. Neden bahsettiğimi anlamışsınızdır.
  Batı bir çok şeyi keşfetti amenna. Ama en büyük keşfi bu oldu galiba... "Kelimelerin anlamları ile oynamak". Onların "kara" dediğine kara, "ak" dediğine ak demek. En büyük "zulüm" bu olsa gerek. Misal batı birine "diktatör" diyorsa babanızın oğlu bile olsa "aksini" iddia edemezsiniz. O yüzden kelimeler kirlenirse hiç bir şeyin anlamı kalmıyor.
 "Kelimeler"...
  Düşünebiliyor musunuz "adalet"," özgürlük", "mutluluk" gibi onlarca kelime bir daha asla temiz olamayacaklar. Misal "mutluluk" dediğinizde Amerika da tüketilen (124 kg) kişi başı "et tüketimi" aklımıza gelecek. Ya da "terör" dediğimiz de "İslam" aklımıza gelecek. Barış dediğimiz "israil barış görüşmeleri" gelecek aklımıza. Eğer "özgürlük" diyorsam "eşcinsellik" , "sevgiden" bahsedersem "hayvanlar", "bedava vatandaşlık ve maaş" dersem " Suriyeliler". Ya da en basitinden "gelecekten" bahsediyorsam bir çocuk için "Devlet Memurluğu".
   Ama hiç kimse ABD de hayvanların zararları bilimsel olarak  kanıtlanmış"mısır"  ile nasıl şişmanlatıldığını ve ABD halkının ucuz hamburger ve kola"ile nasıl "obeziteler ülkesi" haline geldiğin aklına 1 defa bile getirmeyecek. 
 Ya da " intihar ve alkolde" Avrupa birincisi ülkeler ayda 2 defa "mutluluk" şampiyonu ilan edilecek ve biz de "yav dünya ya bi daha gelsem Norveç isterdim" diye hayıflanmaya devam edeceğiz.
  Haftada 5-6 hayvana şiddet görüntülerini döndüre döndüre vererek, topluma "hayvan sevgisi"  aşılamaktan yorulup "Suriyeli" kardeşlerimizin nasıl vatandaş yapıldığını ve her ay bin lira maaş aldıklarını bıkıp usanmadan her yerde anlatacağız. (Sanki duymayan kaldı)
  Batı kirlettiği dünyasının altında kalmaya mahkum. Ama biz? Biz bir şeyleri çok geçmeden geri çevirebiliriz. O zaman büyük mütefekkirin çağlar aşıp gelen sözüne kulak verelim;

Bizler kirlenmemekle değil, temizlenmekle yükümlüyüz. / Muhyiddin İbn Arabi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Başlarken...

 Blog ismini ne seçeyim diye düşünürken, filmini de seyrettiğim bu "muhteşem" yerli ve milli (mi?) ağacımız aklıma geldi. Çocukluğ...