Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz

  Günümüz insanının vaktinin çoğu hastahane köşelerinde hastalığına derman aramakla geçmekte. Bu durum büyük şehirlerde tam bir keşmekeş. Koridorlar sıra bekleyen hastalarla dolu. Garip olansa bu durum hem hastalar hem de hastahane çalışanlarınca artık kanıksanmış olması. Peki bu kadar bekleme sonunda hasta hekimle muayene için geçirdiği zaman yeterli mi? Maalesef! 1 kaç dakika sonunda hekimin odasından çıkartılıyorsunuz.
   Bu kadar kısa zamanda nasıl bir fayda sağlanabilinir ki? Alalacale yazılan ilaç/ tetkikler sonunda odadan postalanıyorsunuz. Hekimler maalesef artık hastaları bir insan olarak değil bir müşteri ya da ürün olarak değerlendiriyorlar. Ve artık hastalar için standart prosedürler var. Kan/ idrar tahlili, röntgen/ ultrason/ MR ya da tomografi sonucuna göre tedavi. Burada hekimlik denen bir yetiden bahsedebilir miyiz? Bu düpedüz bir veri kontrol memurluğu bana göre.
  Diyeceksiniz ki bu işin ameliyatı var kırığı çıkığı var, beslenme uzmanlığı var, psikolojisi var, varoğlu var. Bu alanların tümünde benzer prosedürlerle insanlar oradan oraya sürülmekte. Ufak bir rahatsızlık için gittiğiniz  hastahane ya da poliklinikte saatler geçiriyorsunuz.
  Peki hastahanelere gitmeyip de ne yapacağız? Bilinçli yurttaşlar olacağız. Bütün hastalıkların yanlış beslenme sebebi ile başladığını, ilaçların bizi iyileştirmediğini, aksine ağrı ve acıyı bloke ederek sahte bir rahatlama meydana getirdiğini, var olan rahatsızlıkların bir gün daha da büyümüş olarak karşımıza çıkacağını bilmemiz gerekiyor.
  Günümüz tıp ilmi teknoloji ile inanılmaz işlere imza atıyor. Kabul. Ama yapılanlar bir yedek parça değişimine doğru evrilmekte. İnsan denen varlık hiç bir zaman bu günkü kadar bir meta gibi muamele görmemişti. Sağlıcakla kalın.