Yine Yeşillendi Finduk Dalları

  Twitter da uzunca bir zamandır takib ettiğim bir abimiz var. İstanbul Anadolu yakasından bolca kedi, köpek, çiçek, böcek kuş gibi paylaşımlar yapmakta.Ama en çok üzerinde durduğu bir konu var. Ağaçlar. İşte bizim de asıl sözünü edeceğimiz şey "park ve yol" kenarlarında dikilen ağaçlar. Hepimiz bir yerden bir yere giderken yol kenarlarında belediyeler tarafından (bütün belediyelerin bir "park ve bahçeler" şubesi var) dikilen ağaçları görüyoruz. En çok dikilen ağaçlar genelde "süs çamı" gibi "meyvesiz ağaçlar. Konuyu nereye götüreceğimi söyleyeyim. 25 yaş ve altı neslin artık "meyveleri" marketlerden başka bir yerde görme şansı kalmadı. Hatta gerçek midir bilmiyorum ama çocukların "meyve ve sebzeleri" marketlerde mi yetiştirildiğini  soranların olduğunu yazıyorlar.
  Ne kadar "acı" bir durum çocuklarımızın meyveleri "dalından" koparıp yiyememedikleri bir "çağa" doğmuş olmaları. Her şeyin paketlenip "hazır" tezgahlardan satıldığı, insan/çocukların topraktan, ağaçtan  koparılarak, 80 metrekarelik hapishanelere doğduğu bu "karanlık" çağ da bir gün bitecek mi?
  Ya kuşlar? Meyve ağaçlarının olmadığı bir yerde kuş yaşar mı? Bu gün şehirlerde kalan kuşlar "karga", "güvercin", "serçe", çok az "saksağan ve üveyik". Ha birde deniz olan yerlerde "martı". Ne kadar acı bir elin parmakları kadar bile yok. Bunca kadro, araç gereç, para ve zaman şehirleri "süs çamlarıyla" doldurmak için harcanıyor. Çocuklarımızın gezip görebileceği, meyve ağaçları ile yapılmış "bahçeler" neden daha önce düşünülmedi. Onlarca üniversiteden binlerce "mimar, ziraat mühendisi, peyzaj mezun gencimiz acaba okullarda yanlış dersleri mi öğreniyorlar? Ihlamur, kestane , elma, iğde, turunç ağaçlarının caddeleri ve sokakları süslediği bir "şehirde" yaşamak bir hayal mi?
  Ama biz galiba "eksoz"  bağımlısı bir nesiliz. Temiz hava ve ağaç kokularından belki rahatsız bile oluruz. Yine rahmetli "Aidin Salih" hanımefendinin kitabından bir alıntı yapacağım. " İnsanlar cennet meyvelerinden olan zeytin,üzüm ve incir yemek istemiyor. Onların yerine "şekerleme, çikolata gibi gıdalara "bağımlı" hale gelmişler".
  Mahalli seçimlere az bir zaman kala, insanlarımızın acaba böyle bir dertleri var mı diye merak ettim. Seçim sandıklarına atacaklar oylarda, seçecekleri belediye başkanlarında böyle bir kaygı var mı acaba? Ağaçlar, kuşlar, börtü böcek "projelerine girecek mi? Ya da ne kadarlık bir "yeşil" alan imara açılacak? Rant mı kazanacak gene? Çocuklar plastik kaydıraklardan kaymaya devam mı edecek? Amaaan! Benim ki de soru. Memlekette "fanatizm" almış başını yürümüş. Biz de neye "yeşilleniyorsak artık? Sağlıcakla kalın.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vira Bismillah! Vahide, Saniye... Rabiya.

Başlarken...