Yarma Aşı, Karma Aşı

  Başlığa bakıp ağaçlardan bahsedeceğimi düşünüyorsanız yanıldınız. Konu hassas mı hassas. O yüzden bu konuda söylenecek her şey hayati öneme sahip. En son Amerika'da görülen 700'ü aşkın kızamık vakıası dikkatlerin bu konuya çevrilmesine neden oldu. Hatta "aşı karşıtı" bir tarikata ait gezi gemisi, bir yolcuda "kızamık" vakıası görüldüğü için "karantinaya" alındı. NBC News adlı haber sitesine dayandırılan haberde "Scientology Kilisesi" nin işlettiği söylenen "Freewinds" adlı gemide, bir yolcuda kolay bulaşan "kızamık" virüsü tespit edildi.
  Son yıllarda dünyada yaygınlaşmaya başlayan "aşı karşıtlığı" tartışmalarının bu haberden sonra daha da artacağa benziyor. 11. yüzyılda ilk defa Çin'de "çiçek" hastalığını hafif geçiren çocukların burunlarından alınan hastalıklı dokuların kurutulup toz haline getirilerek, sağlıklı hastaların burunlarına üflendiği, ilk "aşı" uygulaması olarak bilinmektedir.

 Günümüz "tıp" dünyası "aşı" konusunda kafalarda oluşan tereddütleri giderme konusunda "yoğun" çaba gösterse de "aşı karşıtlığı" artmaya devam etmekte. Peki "aşı karşıtlarının" iddiaları ne boyuttu ona bakalım.

• Aşılarla ilgisi olduğu belgelenmiş bazı hastalıklar. (Ani bebek ölümü sendromu SIDS, Böbrek hastalıkları, Çocuk düşürme, Nörolojik bozukluklar, Egzama, Alerji, Otizm, Astım, Diyabet , Reflü ve Diyabet)
• Belgelenmiş bazı yan etkiler. (Kalp krizi, Kanama, Kan pıhtılaşma sorunu, Böbrek kayıpları, Felç , Epilepsy)
• Aşı yapılmış ve yapılmamış çocuklar üzerinde geniş çaplı bir "araştırmanın" yapılmamış olması.
• Aşılarda kullanılan "koruyucu" bazı metallerin yan etkileri.

  1 yaşına gelmeden 11 adet aşıya maruz kalan bebeklerin, vücut dirençlerinin buna elvermediği, yapılan "aşıların" kısırlık, hiperaktivite, dikkat eksikliği, otizm gibi ağır davranış bozukluklarına yol açtığı, "aşılarda" domuz başta olmak üzere maymun gibi hayvanlardan canlı doku alındığı "aşı karşıtlarının" ileri sürdüğü diğer iddialardan bazıları...

  Bu gün "iletişimin" sınırsız olduğu dünyamızda sağlık en önemli konuların başında geliyor. Tıp dünyası "aşı" konusunun tartışmaya açılmasını bile büyük bir tehlike olarak görüyor ve bu konuda devlet ve hükümetleri ısrarla uyarmaya devam ediyor. Bir çok hastalığın "aşılar" sayesinde artık görülmediğini, aşısız insanların çoğalması halinde halk sağlığının tehlikeye gireceğini ifade ediyorlar. Bu konuda hükümetlerin etkin tedbirler ve yaptırımlar almaması durumunda,  olası salgınların önüne geçilemeyeceği uyarısı yapmaktadırlar.

  Bu konuda hükümetlerin üzerine düşen çok büyük sorumlulukların olduğu tartışma getirmez bir husustur. En başta salgın hastalıklara karşı yeterli sayıda aşının depolanması için kendi aşı üretim laboratuvarlarının kurulması, bu konuda vatandaşlarının "güven " sorununu ortadan kaldıracak adımların başında gelmektedir.